Interrail nedir?

Trenler

İpuçları

Vize

Maliyet

Gitmeden Önce

Ve...Bizim Interrailimiz

yunanistan

italya ve viyana 

fransa

hollanda belçika almanya 

dönüş

Avrupa Tren Yolları Haritası

Ana Sayfa

 mailleriniz için dyatar25@yahoo.com

atlas@asia.com

 

Bu site  Özlem Özhan ve Deniz Yatar  

tarafından tasarlanmıştır.

TÜM HAKLARI SAKLIDIR.

 

En iyi 1024x768 pikselde izlenebilir.

 

 

 

 

 

Yunanistan

İtalya ve Viyana

Fransa

Belçika,Hollanda,Almanya

Dönüş

İTALYA VE VİYANA

       İtalya'dayız...Kara göründü...Feribotta geçirdiğimiz yaklaşık yirmi saatin sonunda aheste aheste limana yanaşmaya çalışırken, bir sürü gezgin ile birlikte çıkış bölümünde çantalarımız sırtımızda sabırsızlık içinde bekliyoruz. Gitgide uzayan bu bekleyişin sonunda müthiş bir heyecanla ilk adımlarımızı atıyoruz. Orada  polisleri görünce yaman bir pasaport kontrolü beklerken gayet rahat bir şekilde geçiyoruz yanlarından. Yorgunuz ve ayakta duracak halimiz yok. Görünürde herhangi bir yerleşim yeri yok gibiydi ve Brindisi merkezine nasıl gidilebileceği pek belli değildi. Ta ki servis olduğunu anladığımız bir araç gelinceye kadar. Çok fazla insan olduğu için bir süre bekleyip servise binmeyi başardık.Servisle merkeze gitmek bile 15 dakika sürdü ve yollar oldukça karmaşıktı. Oysa yürümeyi bile düşünmüştük!
Brindisi gördüğümüz kadarıyla sadece bir liman kenti. Etrafta bolca feribot şirketleri ve 'türkçe konuşulur' tabelaları vardı. Biz vakit kaybetmeden doğruca istasyona gidiyoruz. Amacımız Roma...Binebileceğimiz ilk tren 10 da olduğu için burada vakit geçireceğiz. 5 saat kadar! En iyisi eksiklerimizi gidermek oluyor. Epey bir dolaştıktan sonra nihayet bir market bulabildik ve bir dolu şey aldık kendimize. İstasyonun karşısındaki küçük parkta bir bank bulup feribotun acısını çıkartıncaya kadar yedik adeta. Biz ayak üstü şeyler yerken arkadaki tecrübeli gezgin arkadaşlar ocak tava olayına girip yemek bile yaptılar kokuta kokuta...Trenimiz bizi şaşırtarak tam vaktinde yere serildiğimiz perona yanaşıyor. Ve işte ilk şok! Güya 2. sınıf trendeyiz. Trendeki vagonlar ve kompartmanlar çok iyi döşenmiş, temiz ve rahat. Tuvaletlerde her şey düşünülmüş ve o küçücük mekana hepsi sığdırılmış. Duygulandık desek yeridir! Kondüktör geldi biraz sonra. Bazı kaba kondüktörlerimizden olsa gerek adam bir kibarlık abidesi gibi geldi bize. Gülümseyerek ve 'buongiorno' diyerek biletlerimizi aldı, damgaladı ve İngilizce teşekkür ederek kompartmanın perdesini ve kapısını bulduğu gibi kapatarak gitti. Roma yolu uzun. Bir süre kitaptan Roma'yı daha iyi tanımaya çalışsak da fazla dayanamayıp uyuduk sabaha kadar.

ROMA

              Kocaman bir istasyon...Trenden inip şöyle bir bakındık etrafa. İlk bakışta çok karışık göründü. Herşey var,oldukça iyi! Öncelikle turizm bürosuna gidip birşeyler öğrenmeye çalışsak da çok kalabalık olduğu için istediklerimizin hepsini öğrenemiyoruz. Biz de istasyonu dolaşmaya başlıyoruz. Kalacak yerimiz belli olmadığı için yanımıza gelen birinin tanıttığı Pink Floyd isimli hostele yerleşmeye karar veriyoruz. İstasyondan ayrılmadan önce Floransa'ya gideceğimiz treni belirlemek istiyoruz. Biz tren tarifelerini ararken bankamatik tarzı  makineleri görüyoruz. Tüm İtalya'daki tren tarifelerini öğrenip,rezervasyon yaptırabiliyor ve hatta bilet bile alabiliyorsun!Elimizdeki krokiye göre hostel oldukça yakın. İstasyondan çıkıp yürümeye başlıyoruz. Hostel eski bir binanın ikinci katı. Binada eski filmlerdeki gibi demir parmaklıklı bir asansör var. Bir kere kullandık zevk için. Hostelde 3 oda var. Kaldığımız oda dokuz kişilik. Görevli pasaportlarımızı görünce 'Türk müsünüz' demez mi? Hay allah evet. Roma'nın göbeğinde! Meğer ilticacı bir İran azerisiymiş. Böylece  Mecit'le derin bir sohbete dalıyoruz. Hikayesini anlatıyor bize. Roma hakkında ilk ipuçlarıyla birlikte bir de harita tutuşturuyor elimize ve düşüyoruz yollara...Roma hakkında gelmeden önce epey bir okumuştuk ama okumakla görmek arasındaki farkı Roma'da anladık. İlk gittiğimiz yer hostele de yakınlığından dolayı Piazza S. Giovanni ve o muhteşem bazilikası.Etraftaki eski apartmanların arasından bir anda geniş bir alana gelip,bazilikayı öylece karşımızda bulunca dehşete kapıldık. Muhteşem bir yapı,eser,sanat. Her tarafı heykellerle bezenmiş ayrıntılı Barok mimarinin en etkileyici örneklerinden biri. Zaten bazilikaların anası olarak gösteriliyormuş. Kesinlikle!

 Ellerinde incil taşıyan,keskin ifadeli,kendilerinden emin tavırlarıyla ibadet etmeye gelen  bir grup rahibeyle devasa bir kapıdan giriyoruz içeri. Önce serin ve karanlık karşılıyor bizi. Ardından o kocaman heykelin ayak parmakları...İlk defa böyle bir yere girmenin verdiği acemilikle bir süre sadece bakındık etrafımıza. İçerideki çok sayıda ayrıntılı heykelin, duvar resimlerinin ,özenle dizilmiş eski ahşap bankların ,yanan onlarca mumun kokusunun ,tam ortada duran İsa heykelinin ,ibadet eden rahibelerin yarattığı havanın etkisinden uzunca süre kurtaramıyoruz kendimizi. Ama gezecek çok fazla yer var diyerek ayaklarımız geri geri gitse de çıkıyoruz burdan. 
sonraki sayfa >>>  2 3 4 5 6 7

Yunanistan

İtalya ve Viyana

Fransa

Belçika,Hollanda,Almanya

Dönüş

 

  interrail nedir?     trenler     ipuçları     vize     maliyet     gitmeden önce     ve bizim interrailimiz     ana sayfa

Mesajlarınız için e-mail formumuzu doldurabilirsiniz
E-mail Formu