|
mailleriniz
için dyatar25@yahoo.com
|
atlas@asia.com
|
Bu
site Özlem Özhan
ve Deniz Yatar
tarafından
tasarlanmıştır.
TÜM
HAKLARI SAKLIDIR.
|
|
|
En
iyi 1024x768
pikselde izlenebilir.
|
|
|
|
|
|
FRANSA
|
Nice trenine bindiğimizde yorgunluktan uyuyoruz hemde yer bulamadığımız
için holde. Tabii 1.sınıf vagonun holünde olmamızdan dolayı kondüktör
uyarıyor bizi ve yer bulacağına söz veriyor. Adam yaklaşık 10 dakika
içinde sözünü tutuyor. Uyandığımızda devasa gökdelenleri ile farklı
bir görünümdeki Monaco'nun manzarası ile karşılaşıyoruz. Biran
acaba insek mi diye geçirsekte Nice'e gitmeye karar veriyoruz. Tabii sonra
keşke inseymişiz diyeceğimizi bilmeden. Zira Nice'de Fransa'nın tren
sistemini çözmek dışında bize keyif veren hiçbirşey olmadı. |
Nice
yaz mevsimi olmasından dolayı çok kalabalık alışveriş merkezleriyle,
lüks binaları ve çevresiyle tam bir yazlık mekan. Can sıkıcı en azından
bizim gibi gezenler için. Burada inanılmaz uzun bir sahil ve plaj var
ama ne diyelim bizimkilerle kıyas edilemeyecek kadar kötü...Fazla vakit
kaybetmeden hedefimize yani Montpellier'e giden trene atlıyoruz. Buradaki
tren sistemi biz interrailcileri pek gözetmiyor İtalya'ya göre. Yinede
biraz araştırarak bulmak mümkün. Montpellier'de ilk işimiz kalacak
bir yer ayarlamak derken hiçbir yer olmadığını hatta otellerin bile
dolu olduğunu öğreniyoruz. İşte bu gerilmemize neden oluyor. Çünkü
Venedik'ten beri yani yaklaşık 4 gecedir yatmıyoruz, sürekli
trenlerdeyiz ve artık adeta koktuk. Ardından çantalarımızı koyacak
kilitli dolap sisteminin burada çalışmadığını öğreniyoruz. En
iyisi akışına bırakmak diyerek kaplumbağa misali düşüyoruz
yollara. Neyseki bu küçük kent bizi rahatlatmaya fazlasıyla yetiyor.
Gerçektende oldukça şirin cıvıl cıvıl kendine özgü bir yermiş
burası. Sokaklarda dans edenler, yerde kocaman resimler yapıp satanlar
birçok mütevazi öğrenci cafeleri, gezdiğimiz ara sokaklarda burada
bulunan konservatuardan yükselen hoş müzikler...Hava biraz soğudu
hatta ilginç salatalardan kendimize ısmarlayıp yediğimiz sırada yağmura
tutulduk. Sonunda gezinin başından beri çantamızda taşıdığımız
ve acaba boşunamı getirdik dediğimiz kapalı ayakkabılarımızı
giydik hemen. Artık bir hayli rahatız ve dinlenmiş hissediyoruz. Burayı
çok sevdik. Ama ne yazık ki garda sabahlayacak güç ikimizdede yok. Yapılabilecek
en iyi şey uzun bir mesafede bir yere rahat bir tren bulmak.
Garda etrafa
bakınırken yarım saat sonra Strasbourg'a tren olduğunu görüyoruz ve
hemen araştırmaya başlıyoruz. Biz güney batı Fransa'dayız ve
Strasbourg kuzey doğuda. Kitaptan bir hostelin telefonunu bulup hemen
rezervasyon yaptırıyor ve mutlu mutlu atlıyoruz trenimize. Gerçektende
hiç hesapta yokken rahat bir gece yolculuğunun sonunda Strasbourg'un soğuk
sabahı karşılıyor bizi. Bir anda Akdenizden Alplere yaklaşınca hava
sıcaklığıda belirgin bir şekilde düşüyor. Çantada ne var ne yok
üstüste giyip otobüsüe atlayıp hostele varıyoruz. Etrafı
yemyeşil çok hoş bir bina. Kaldığımız en iyi hostel buydu
denebilir. Sonunda Hostel İnternational kartlarımız da burada işe
yaradı. Önce güzel bir duş alıp rahatladıktan sonra elimizde harita
şehir merkezine doğru ilerliyoruz. Burası umduğumuzdan çok daha güzel
biryer. Özellikle Petit France diye adlandırdıkları eski Fransız
evlerinin bulunduğu bölge çok etkileyici. Her taraf rengarenk çiçekler,
evler, aralarından geçen bir nehir,nehrin üzerine kurulu eski bir
baraj, Notre dome kilisesi, içindeki bir hayli ilgiç ama ingilizce açıklaması
olmadığı için anlayamadığımız astronomik saat, kilise çevresindeki
dar sokaklar, eski evler, cıvıl cıvıl insanlar, ve birçok türk
restoranı... |
|
Büyük bir süpermarketten birsürü şey alıyoruz. Böylece
yemek gayet masrafsız oluyor ve başka şeylere para ayırabiliyouz.
Garda ertesi gün bineceğimiz trenle ilgili sorularımıza tuhaf
cevaplar veren ukala bir görevliye çıkışıp hakkımızı arayınca
ufak bir tartışma yaşansada başka bir görevli derdimizi anlayıp
gayet yardımcı oldu. Akşam hostelin barına gidip kendimize bira ısmarlayıp
birazda dışarıda sessiz geceyi dinledikten sonra adeta sızıp kalmışız...Sabah
verilen kahvaltı bizi oldukça sevindirdi. İnanılmaz çeşitli bir menü
ve en önemlisi sıcak çay...Artık yola çıkmalıyız..
|