Interrail nedir?

Trenler

İpuçları

Vize

Maliyet

Gitmeden Önce

Ve...Bizim Interrailimiz

yunanistan

italya ve viyana 

fransa

hollanda belçika almanya 

dönüş

Avrupa Tren Yolları Haritası

Ana Sayfa

 mailleriniz için dyatar25@yahoo.com

atlas@asia.com

 

Bu site  Özlem Özhan ve Deniz Yatar  

tarafından tasarlanmıştır.

TÜM HAKLARI SAKLIDIR.

 

En iyi 1024x768 pikselde izlenebilir.

 

 

 

 

 

Yunanistan

İtalya ve Viyana

Fransa

Belçika,Hollanda,Almanya

Dönüş

              Anlaşılan yine garda sabahlayacağız. Neyseki güvenli bir istasyona benziyor. Bir hayli yorgunuz ve dahası burada da çantalarımızı veremiyoruz. Bu  çok kötü çünkü Quimper'den aldığımız 3 şişe şarap yükümüzü daha da artırmış durumda. Bir süre günün batışını bir banktan izleyip gara dönme kararı alıyoruz. Garın etrafında bir sürü serseri sarhoş ve büyük tuhaf köpekleri olan birçok insan var ama gündüz gördüğümüz bizim gibi gezgin kimsecikler yok. Gezginlerin varlığı sabahlarken gerçektende önemli birşey. Ayrıca garın içinde sabahlama şansımız da kalmadı zira gar gece kapanacak. Gerçektende böyle bir durumla şu ana kadar hiç karşılaşmamıştık ve ne yapacağımızı bilmiyoruz. Trenimiz sabah 5.45 'te. Biz de dönüp dolaşıp çevredeki bir otele yerleşme kararı alıyoruz. Kredi kartının ne kadar faydalı bir şey olduğunu da burada kanıtlamış alıyoruz tabii. Çünkü yanımızdaki nakit paradan vermek bizi epey sarsabilirdi. Çünkü kişi başına 270 frank vermek durumunda kaldık. Neyse mükemmel bir duş harika bir yatak ve günler sonra televizyon...Bari daha erken yerleşseydik. Sabah çok çabuk oldu. Ve Fransız'ların  hızlı treni TGV deyiz. İyide ayakta uyuyoruz. Zaten tren gidiyormu gitmiyormu belli değil. Sadece etrafta hızla akan nesneler göze çarpıyor. .

PARİS

Paris'teyiz... Mahmurluğu atmak çok güç oldu.  Montparnasse garının önündeki alanda merdivenlere oturup sabah kahvaltımızı yapıyoruz. Çantalarımızı kilitli dolaplarda bırakmış olmanın rahatlığıyla elimizde harita öncelikle nerede olduğumuzu tam olarak kestirmeye çalıştıktan epey sonra yanlış yolda olduğumuzu anlayıp doğru yöne yürümeye başlıyoruz. Paris oldukça büyük olduğu için haritalara pek sığmamış. Bizim indiğimiz garda harita dahilinde değildi. Neyse bir süre zorlandıktan sonra diğer ucunda Eiffel'in o abidevi çelik gövdesinin bulunduğu parka varıyoruz. 1889 yılında Dünya Fuarı için yapımına başlanmış ve yaklaşık bir yılda bitirilmiş.Tam ortada durunca kulenin ayaklarının yükselen gövdesini çok iyi görülebiliyor. Gerçektende etkileyici bir metalik güzellik.  İki ayağından ikinci kata kadar yürüyerek çıkılabiliyor yada uzunca bir sırayı beklemeyi göze alırsanız birde paranız varsa asansörlerle en üstüne kadar çıkabilirsiniz. Ayaklardan birinin altındaki mermere oturup hem biraz yorgunluk attık hem de Eiffel keyfi yaptık gözlerimize. Bu kadar yeter daha görecek çok yer var.

           Seine nehri boyunca yürüdük bir süre ve Champs-Elysees caddesinin sonundaki  alana çıktık. Champs-Elysees büyük bölümü sağlı sollu özenle şekillendirilmiş ağaçlarla dolu, bir dolu mağazanın bir arada bulunduğu, iki km.uzunluğunda, Paris'in en ünlü caddesi. Tabi bir de caddenin başlangıcındaki o ünlü yapı; Arc de Triompe.  Louvre Müzesi göründü karşıda ama biz açtık ve para bozdurmalıydık. Epey bir süre dolaşmamıza rağmen açık hiç bir yer bulamadık. İlginç öğle vakti yaklaştı ve heryer kapalı. Biz de Champs-Elysees'e geri dönüp alışveriş merkezlerinin bulunduğu kısma gittik. İşlem tamam!Louvre Müzesi'ne gittiğimizde  cam piramitin önünde uzun bir kuyruk vardı. Müze 17.30'da kapanacakmış. Biz de vaktin yeterli olmayacağını düşünüp girmekten vazgeçtik. İyiki de öyle yapmışız bunu sonra içeri girdiğimizde anladık.

          Notre Dome kilisesine gidiyoruz ordan. Önünde yoğun bir kalabalık.  Hoparlörden dini söylemler geliyor. Hemen karıştık kalabalığa. Ortada, Meryem olduğunu sandığımız sarı heykeli bir rahip tutuyor havada ve etrafında beyazlar giyinmiş rahipler. Ayinler eşliğinde önce onlar giriyor içeri sonra da bizim de içinde bulunduğumuz kalabalık. Dışarda bir sürü insan kalırken biz girebiliyoruz,ortam olanlar oldukça ilgimizi çekti. İçerde birine sorup öğreniyoruz işin aslını. Meğer bugün (15 Ağustos) Katolik dini bayramıymış. Tüm gün boyunca açık yer bulmakta zorlanmamızın nedeni buymuş. Ve tesadüf ayinin yapıldığı vakitte biz Paris'in dünyaca ünlü bir kilisesindeyiz. 

               Neyse ordan çıkıp devrime kadar üniversite öğrencileriyle profesörler arasında tartışmaların yaşandığı ve hala çoğu öğrencinin bulunduğu Latin Quarter'a gidiyoruz. Belki üniversite çevresi olduğu için farklı bir kampüste gibiyiz sanki. Neredeyse hava kararmak üzere ve biz Paris'te görmeyi umduğumuz birçok yeri henüz görmüş değiliz. Akşam için kalacak yer bulamadık tüm hosteller dolu. Bu yüzden geceyi uzun bir mesafe alarak geçirmeye karar verdik. Amacımız akşam treniyle Amsterdam'a  gitmek. Ertesi günü orda geçirip yine aynı akşam Paris'e geri döneceğiz. Latin Quarter'dan çıkıp uzun bir yürüyüşle Lüxenburg Parkına varıyoruz. Ortada kocaman bir havuz, etraf yemyeşil, çiçekler, kuşlar, kazlar, ördekler ve bir sürü sandalye! Ama boş değiller, üzerlerinde ellerinde kitap, gazete okuyan, güneşlenen insanlar. Biz de zor olsa da bulduğumuz iki sandalyeye oturup akşamı yapıyoruz. Gara gidip eşyalarımızı alıyoruz. Trenimizin kalkacağı Gare du Nort'a gitmek için metroya iniyoruz. Aşağısı dehşet! Adeta bir köstebek yuvası. Ana koldan bir dolu yan kollara ayrılıyor ve her biri Paris'in farklı yerlerine gidiyor. Tam 10 dakika sonra bizim bineceğimiz durağa geliyoruz. Metroya bindikten sonra yürüdüğümüzden daha kısa bir sürede Paris'in 6 garından biri olan Gare du Nort'a ulaşıyoruz. Birşeyler yeyip trenin gelmesini bekliyoruz. Etrafta yerlere oturmuş birşeyler yiyen, gitar çalan, sohbet eden bir sürü sırt çantalı insan var.

1 2 <<< sonraki sayfa >>>

4

Yunanistan

İtalya ve Viyana

Fransa

Belçika,Hollanda,Almanya

Dönüş

 

  interrail nedir?     trenler     ipuçları     vize     maliyet     gitmeden önce     ve bizim interrailimiz     ana sayfa

Mesajlarınız için e-mail formumuzu doldurabilirsiniz
E-mail Formu